Finalleri verdiler, çocukları eğitmeye gittiler; Duyarlılık tatil yapmaz

Toplumun sorunlarına kafa yoran, kafa yormakla kalmayıp çözüm üretme adına projeler başlatan, bütçe ayıran, insan kaynağı sağlayan üniversitelerin sayısı arttıkça, eğitim hayatı derslerden, finallerden ve kariyer planlamadan ibaret olmayan farklı bir öğrenci türü ortaya çıktı. Şimdi, meslekî hayatına adım adım ilerlerken ait olduğu toplumun eğitim, iş, insan hakları, özgür düşünce gibi dertlerine bir nebze olsun derman olmaya çalışıyor üniversiteliler. Hatta bazıları var ki herhangi bir sosyal sorumluluk projesine katılmadan okudukları üniversiteden mezun bile olamıyorlar.
 
Sabancı Üniversitesi öğrencilerinin, okulun birinci sınıfında ‘sosyal sorumluluk’ derslerini geçebilmek için ‘ilköğretim öğrencilerine eğitim desteği, yaşlı ve engellilere destek’ gibi alanlardan tercih ettikleri herhangi bir sosyal projede 40 saatlik bir görev üstlenmeleri gerekiyor. Kredisiz olan bu dersin not dökümü açısından bir önemi yok. Fakat toplumla kaynaşma, iyi ve faydalı bireyler olma açısından çok büyük bir önemi var. Zaten Sabancılı gençler birinci sınıfta üniversite tarafından uygulanan programla katıldıkları 40 saatlik sosyal sorumluluk projeleri bitince topluma faydalı aktiviteler yapmaktan vazgeçmiyor. İyi gençler, sonraki yıllarda da toplumun sorunlarına duyarlılık gösteriyorlar. Öyle ki yaz tatillerini bile yurdun dört bir yanına dağılıp insanlığa faydalı olma gayretiyle geçiriyorlar. Kâh çocuklara şiir okuyorlar, kâh telefon yapmayı öğretip, birlikte oyun oynuyorlar. Biz de bu gençlerin Sabancı Üniversitesi’nin 2000 yılından beri Van, Mardin, Diyarbakır, Giresun gibi pek çok ilde gerçekleştirdiği ‘Kendini Keşfet Projesi’ ni merak ettik ve İzmir Dikili’deki yaz okuluna misafir olduk.

Koca bir ders yılını geride bırakan üniversiteliler için yaz tatili binlerce üniversiteli için yoğun bir tempodan kurtuluş anlamına geliyor. Kimi memleketine dönüyor, kimi tatil beldelerine koşturuyor. Kimileri de var ki yıl içerisinde görev aldığı sosyal sorumluluk projeleri yetmiyormuş gibi yaz tatilinde de yurdun dört bir yanına dağılıp toplum yararına aktivitelerde bulunuyor. İyi insan olmanın tadına varmış olmalılar ki tatillerinin bir bölümünü hiç tanımadıkları insanlara yardım ederek geçirmekten mutluluk duyuyorlar. İşte bu gönüllü gençlerden sekizi İzmir’in Dikili ilçesindeydi geçtiğimiz iki hafta boyunca. Onların derdi hem ilçe merkezi hem de çevre köylerdeki ilköğretim öğrencilerine yardımcı olmak, bu çocukların bilgi, fikir ve becerilerinin gelişmesine katkı sağlamaktı. Zaten Dikili’de gerçekleştirdikleri projelerinin adı da ‘Kendini Keşfet’ idi. Sabancı Üniversitesi öğrencileri son iki haftadır Dikili’de ilköğretim 1. sınıftan sekizinci sınıfa kadar yaklaşık 50 öğrenciyle beraber. Gönüllü üniversiteliler, bu beraberlik sırasında ilköğretim öğrencilerine araştırma kabiliyetlerini, özgüvenlerini, iletişim ve el becerilerini, özellikle de kendilerini ifade edebilme yeteneklerini geliştirebilmeleri için yardımcı oluyor, olanaklar sağlıyor. Yani bu gönüllü üniversitelilerin düzenlediği yaz okulu, öyle yıl içerisinde uygulanan ders müfredatıyla pek de alakalı değil. Daha çok çocukların sosyal yönlerinin gelişmesini hedefliyor. Oyunlar oynuyorlar, zekâ soruları çözüyorlar, pet bardaktan telefon yapıyorlar, gazete çıkarıyorlar, şiir okuyup gitar eşliğinde şarkılar söylüyorlar. Dahası barışı, savaşı, insan haklarını konuşuyorlar, tartışıyorlar.

Çocukların özgüveni artıyor

Dikili’nin merkezindeki Can Rüştü Tüfekçioğlu İlköğretim Okulu’na adım atar atmaz gözümüze çarpan ilk şey ilçe merkezi ve çevre köylerden gelen yaklaşık elli çocuğun daha bir hafta önce tanıştıkları ağabey ve ablalarıyla yıllardır tanışıyormuşçasına samimi, sevgi dolu olmalarıydı. Öğrendik ki İstanbul’dan onlar için gelen sekiz üniversiteliye ilk günlerinde öğretmenim diye hitap etmişler. İlişkilerde bir resmiyet havası varmış. Fakat ikinci günden itibaren öyle bir kaynaşmışlar ki şimdi birbirlerinden nasıl ayrılacaklarını düşünüyorlar. Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri Asistanı Hasan Hüseyin Aydın, başında bulunduğu programın çocukların toplumsal hayatta başarılı kişiler olmaları adına çok önemli bir işlevi olduğunu söylüyor. Projeye katılımın yaz tatili olmasına rağmen yüksek düzeyde olduğunu belirten Hasan Hüseyin Aydın, yaz okuluna katılan çocukların mutlu, velilerin de memnun olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle sürdürüyor: “Çocuklar mutlu. Çünkü hiç tanımadıkları ağabeyleri, ablaları İstanbul’dan gelerek onlara yardımcı oluyor. Eğlenceli vakit geçiriyorlar. Eğlenirken de özgüvenlerini kazanma ve kendilerini rahatlıkla ifade edebilme adına çok şey öğreniyorlar. İlk iki gün boyunca hiç konuşmayan, ders dinler gibi ağabeylerini, ablalarını dinleyen çocuklar, şimdi akıllarına gelen bütün fikirleri dile getiriyor. Çok rahat bir şekilde düşüncelerini açıklıyor.” Çocuklardaki değişimden memnun olduklarını dile getiren Hasan Hüseyin Aydın, en küçüğünden en büyüğüne kadar programa katılan bütün öğrencilerin kış aylarında zaman zaman sıkıldıkları okulu daha çok sevdiğine, her gün okula canlı canlı, mutlu bir yüz ifadesiyle geldiklerine dikkat çekiyor. Kendini Keşfet Projesi’nin bu yıl Dikili ile sınırlı kalmayacağını ifade eden Aydın, 8-23 Ağustos tarihleri arasında da Mardin’deki çocuklarla beraber olacaklarını söylüyor.

Çatışma yerine uzlaşma

Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Programı 1. sınıf öğrencisi Başak Gemici, Dikili’de ilköğretim çocuklarıyla beraber olan toplum gönüllüsü üniversitelilerden. Başak Gemici, geçtiğimiz yıl 40 saatlik sosyal sorumluluk projesine katılım görevini yerine getirmiş. Sabancı Üniversitesi’ne yakın bölgelerde bulunan ilköğretim okullarına giderek, buralardaki öğrencilere ders anlatmış, onlarla oyunlar oynamış, aktiviteler gerçekleştirmiş. Mezuniyet için gerekli programı tamamlasa da bununla yetinmemiş Başak. Yaz tatilini memleketi Antalya’da geçirmek yerine çocuklarla beraber olmak için çantasını topladığı gibi Dikili’nin yolunu tutmuş. Rol aldığı projenin çocuk gelişimi açısından çok önemli olduğunu belirten Başak’ın şu sözleri her şeyi özetliyor aslında: “Kışın zorla gittikleri okula yazın hoplaya zıplaya geliyorlar.” Başak, çocukların sosyal anlamda gelişimi için okul dersleri ve el becerilerini geliştirmeye yönelik çalışmaların yanı sıra çatışma-uzlaşma, insan hakları, savaş-barış gibi konuları konuştuklarını ifade ediyor. Çalışmalarının olumlu sonuç verdiğini şu örnekle anlatıyor: “Bir anket yaptık mesela. Anketteki sorulardan biri ‘Anlaşamadığınız biri olursa ne yaparsınız?’ idi. Cevaplardan hiçbirinde ‘Vururum’ yoktu. Çatışma yerine uzlaşma kültürü önem kazanıyor.” Bir diğer birinci sınıf öğrencisi Ezgi Şiir Kıbrıs da gönüllülüğün tadına varanlardan. O da geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında kampüs etrafındaki ilköğretim okullarında eğitim gören çocuklara yardımcı olarak mecburi görevini tamamlamış. Fakat bununla yetinmeyip yaz tatilinde de herhangi bir sosyal sorumluluk projesine katkıda bulunmak istemiş. Böylece o da Dikili yollarına düşmüş. Ezgi Şiir, ilk olarak yaklaşık 10 gündür beraber oldukları çocuklardaki değişime dikkat çekiyor. İlk gün hiç konuşmayan, parmak kaldırmayan çocukların artık kendilerini, fikirlerini çok daha rahat ifade edebildiklerini söylüyor. Çocukların gelişimi için basit ama etkili yöntemler uyguladıklarını belirterek şunları söylüyor: “Çocuklara pet bardaktan telefon, kupürlerden gazete yaptırıp onları kitle iletişim araçlarıyla ilgili bilgilendiriyoruz. Bunun yanı sıra yurttaşlık, insan hakları, çatışma, uzlaşma, barış, çocuk hakları gibi konuları konuşuyoruz.”

Mahsun Dergi-7. Sınıf:Burada şiirler okuyoruz, araştırmalar yapıyoruz. Gazete çıkarıyoruz. Üniversiteli ağabey ve ablalarımızla çok iyi vakit geçiriyoruz. Bize çok güzel şeyler öğretiyorlar. Üçgenleri öğrendim mesela. Üniversiteli ağabey ve ablalarımızın hepsini çok seviyorum. Bize çok sıcak davranıyorlar. Ayrılacağımız için üzülüyoruz.

***

Haktan Onur-7. Sınıf: Okulda çok eğleniyoruz. Lise sınavına hazırlanıyorum. Ağabey ve ablalar, yardımcı oluyor anlamadığım konularda. Şiir okuyoruz, oyun oynuyoruz. Çocuk haklarını öğreniyoruz. Vakit çok iyi geçiyor. Keşke okullar açılana kadar sürse. Ya da hiç bitmese. Seneye yine katılacağım.

***

Can Rüştü Tüfekçioğlu İlköğretim Okulu Müdürü Hasan Üsen:Bu projeyi ilk teklif ettiklerinde hemen okulun tüm imkanlarını kullanıma açarız, dedim. Bu yaz döneminde çocukları okula getirmek mümkün değil normalde ama çocuklar ağabeylerini ablalarını çok sevdiler. Çocuklar okula severek geliyor. Bu programın kış dönemindeki eğitime çok katkısının olacağını düşünüyorum. En azından özgüvenleri gelişmiş olacak. Daha katılımcı olacaklar derslerde.

***

Onlar 40 saat değil ömür boyu gönüllü

Sabancı Üniversitesi toplumsal guyarlılık projeleri, gelir dağılımı dengesizliği, demokratik hakların eksikliği, eğitim olanaklarının azlığı gibi pek çok sorunun yaşandığı ülkemizde katılımcı öğrencilerin, rol aldıkları projelerle başka hayatların olduğuna dair farkındalık kazanmalarını amaçlıyor. Bunun yanında toplumun da dikkatini sosyal projelere çekmeyi ve duyarlılık düzeyinin artırılmasını hedefliyor. Bu kapsamda Sabancı Üniversitesi öğrencileri toplumsal duyarlılık projelerini, üniversitenin ilk senesinde kredisiz zorunlu bir ders olarak alıyor. 40 saat boyunca tercih ettikleri herhangi bir sosyal sorumluluk projesinde görev üstleniyorlar. Sabancı Üniversitesi öğrencileri, 1999 yılından beri yaklaşık 500 toplumsal duyarlılık projesi gerçekleştirdi. Bu projelerde görev alan öğrenci sayısı ise 2 bin 454.

Önder Deligöz

10.08.2008

Zaman Gazetesi

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s